Bugünler de gene ruh halim havalar gibi. Bir sürü kitap okudum. Dizimi bitirmek üzereyim. Edirne’ye gidip geldim. Yazılacak bir sürü yazı var ama hiçbir şey yapasım yok. Yaz geliyor diye zaten kilo vermeye çalışıyorum. Bahsettiğim arkadaşım Mübeccel’in diyetiyle bir hafta da 2 kilo verdim. Ancak diyet denilen işkenceye 1 hafta dayanabildim. Aşırı tatlı tüketen biri olarak bir hafta sonra herkesi ayaklı tatlılar olarak görmeye başladım ki diyeti bir paket beyaz çikolata ile bozuverdim.
Ancak tabi eskisi gibi höpür höpür yememeye biraz daha dikkatli davranmaya çalışıyorum. Mesela şeker kullanmamak için çayı tatlandırıcı ile kullanıyorum. Biliyorum zararlı ama geçiş dönemi için bir zaruret. İnsan direk bırakamıyor ki şekeri… Sabahlar hep çikolatalı, fındık ezmeli ekmek yerdim, kırmızı meyveli müsliye geçtim. Gün içerinde işyerindeki atıştırmalılarım Etiform ürünleri. Lakin akşamları bizimkiyle makarna ve kızartma olarak devam ediyoruz. Gece atıştırmalarım azaldıysa da tamamen kesemedim. Diyet yapan insanlara karşı empati geliştirmiş oldum. Meğer söylendiği kadar kolay bir şey değilmiş. İnsanın bütün yaşam sevincini yok ediyormuş. Neyseki ciddi bir kilo sorunum yok. Spor da yapıyorum amacım 50 kiloya düşmek zaten 52 kiloyum.Allah kilolu arkadaşların yardımcısı olsun.
Hazirandayız artık ama hala deli gibi yağmur yağıyor ve de hep hafta sonlarına denk geliyor. Çalışan biri için hafta sonu evde oturmak gerçekten zor. İnsan arkadaşlarıyla buluşup bir iki bir şey içmek kafa dağıtmak istiyor.
Sanırım artık tatile gitmem gerek benim. Kendimi yorgun hissediyorum. Ne yaparsam yapayım bir türlü keyif alamıyorum. Ne yapmam gerek ki ?